Giresun Üniversitesi Öğrencileri Paylaşım Alanı
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
Giresun Üniversitesi Öğrencileri Paylaşım Alanı

Daha iyi bir Giresun Üniversitesi için...
 
AnasayfaAnasayfa  PortalliPortalli  Kayıt OlKayıt Ol  Latest imagesLatest images  AramaArama  Giriş yapGiriş yap  

 

 Erdoğan, İncil ve haç!

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Misafir
Misafir




Erdoğan, İncil ve haç! Empty
MesajKonu: Erdoğan, İncil ve haç!   Erdoğan, İncil ve haç! EmptyCuma Tem. 20, 2007 10:42 pm

Avrupa'nın kanlı tarihini araştıranların yolu hep
Afrika'ya çıkar. Amerikalılar'ın ülkenin gerçek
sahipleri Kızılderililer'e petrol için yaptığını,
Fransası, İngilteresi de altın ve elmas için Afrika'da
yaptı. Tabi bu hem bizim bildiğimiz, pigmelerin
yaşadığı Afrika, hem de Tunus, Fas ve Cezayir gibi
ülkeleri kapsıyor. Yapılan yağmaların ve katliamlarınn
büyüklüğünü anlatmaya çalışmak için bir insanın beyni
yetmiyor. Bunları başka yazıda anlatırız.

Avrupa'nın elmas ve altın için fakir Afrikalıları
kıtır kıtır doğramasından birkaç yüzyıl sonra bir
gazeteci bölgeye ziyarete gider. Amacı hem bir
safariye katılmak hem de haber yapmaktır. Orada bir
kabilenin lideri ile konuşurken, atalarından kalan,
ilginç bir anıyı dinler. Kabile reisinin ağzından
anlatalım: "Yıllar önce beyaz adam buralara geldiği
zaman bizim topraklarımız, onların ise elinde İncil,
boynunda haç vardı. Bize gözlerimizi kapatıp dua
etmeyi öğrettiler. Fakat bir gün gözlerimizi
açtığımızda bizim elimizde İncil, boynumuzda haç;
onların elinde ise bizim topraklarımız vardı"

Ne zaman, Amerika'nın bu topraklara serpttiği ılımlı
İslamı temsil eden bir insanı dinlesem aklıma hemen
hikaye gelir.

Hadi bunu günümüze uyarlayalım.

Bir gün bir insan umut olarak ortaya çıktı ve bize,
"Allah'a inandığını, Kuran-ı Kerimi elinden
bırakmadığını, sürekli dua ettiğini ve gün geldiği
zaman bütün Türkiye'nin İslam'ın ışığı ile
aydınlanacağını" anlattı. Kabileler inandı ona.
Gözlerini kapatıp dua etmeye başladı. Bu millet dinini
o kadar seviyordu ki, herhangi bir insanın onu
çıkarları için kullanacağı aklına gelmiyordu.

Bir milletin duası devam ederken önce TÜPRAŞ, sonra
PETKİM, ardından TELEKOM, devamında bankalar, limanlar
ve arsalar satıldı. Bizim ise duamız devam ediyordu.
Çünkü bizden bunu istemişti. Hem her konuşmasında,
"Hamd olsun", "Şükürler olsun" demiyor muydu? İşte
bizden biriydi.

Onun maliye bakanı toptan ve parakende satışa yenilik
getirmiş" Babalar gibi satmak" deyimini dünya
ticaretine kazandırmıştı. Babalar gibi satıyor ama her
ne hikmetse herkes evladını kaybetmiş analar gibi
ağlıyordu.

Bu bakan, tezgahın arkasında durmadan, "Gel sermaye
gel. Batan ülkenin malları bunlar" diye bağırıyordu.
Beyaz üstüne kırmızı şeritle bezenmiş, köşesindeki
mavilik içinde ise 52 tane yıldız olan pazarcı önlüğü
de çok yakışıyordu. Biraz boyu kısaydı ama olsun.
Önemli olan boyu değil işleviydi zaten ve bu da
babalar gibi satmasına yetiyordu.

Ne de olsa babasının malıydı. Kime ne! İster satar,
ister üstüne otururdu. Gerçi TÜPRAŞ kuleleri söz
konusu olduğu zaman bu fikir biraz saçma geliyordu ona
ama olsun. Önemli olan ülkenin menfaatleriydi. Daha
sırada satılacak köprüler, yollar, sular, denizler,
kumsallar hatta hava bile vardı. Fakat bir gün
beklenmeyen bir şey oldu. Dua eden halk aniden
gözlerini açtı. Baktı ki, bir elinde Kuran-ı Kerim,
boynunda ise muskalar vardı. Kuranı'nı öpüp yerine
koyarken, ülkenin toprakları; alınteri ve fakirin
vergisi ile yapılan tesislerin ise onların elinde
olduğunu gördü.

Onlar, "Hamd olsun" derken birileri milli tesisleri
"Ham yapmıştı"

Gözlerin açıldığı tarihi mi merak ediyorsunuz. O gün
22 Temmuz'du. Bu senaryonun gerçekleşmesi dileğiyle...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Erdoğan, İncil ve haç!
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Giresun Üniversitesi Öğrencileri Paylaşım Alanı :: Giresun Üniversitesi Paylaşım Portalı :: Çöp Kutusu-
Buraya geçin: