Giresun Üniversitesi Öğrencileri Paylaşım Alanı
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
Giresun Üniversitesi Öğrencileri Paylaşım Alanı

Daha iyi bir Giresun Üniversitesi için...
 
AnasayfaAnasayfa  PortalliPortalli  Kayıt OlKayıt Ol  Latest imagesLatest images  AramaArama  Giriş yapGiriş yap  

 

 TİMYO ermeni soykırımı iddaları-2

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
ozdmrugur
Kurmay Yarbay
Kurmay Yarbay
ozdmrugur


Erkek
Mesaj Sayısı : 436
Yaş : 36
Kayıt tarihi : 17/07/07

TİMYO ermeni soykırımı iddaları-2 Empty
MesajKonu: TİMYO ermeni soykırımı iddaları-2   TİMYO ermeni soykırımı iddaları-2 EmptyCuma Tem. 20, 2007 1:22 pm

TEHCİR NASIL BAŞLADI?
Ermeni tehciri

Ülkeyi ve iktidarını tehlikede gören İttihat ve Terakki hükümeti, 24 Nisan’da değil belki, ama bir ay sonrasında harekete geçiyordu. Alınan bir karara göre, savaş alanlarındaki Ermeniler başka yörelere göç ettirilecekti. Yani tehcir.
90 yıllık soykırım tartışması işte alınan bu karar ile başladı. Binlerce Ermeni yollara düştü. Bu uzun yolculuk sırasında bazısı saldırılar sonucu, bazısı açlık ve salgın hastalıklar nedeniyle hayatını kaybetti.

Yusuf Halaçoğlu: Siz bir devletsiniz, ne yaparsınız? Telgraf telleriniz kesiliyor, ikmal yollarınız sabotaja uğruyor. Ve düşmanla işbirliği yapmışlar, Fransızlarla işbirliği yapmışlar. 1914-1918 arası Fransız belgelerine bakın. Fransa için ölen Ermenilerin listeleri var. Hatta Paris’te anıtları var ve orada isimler yazılı.
Ermeniler o çizdiğimiz çizgi vardı ya, Kafkasya’dan Suriye’ye, çektiğimiz çizginin dışında bir yere naklediliyor. Musul-Zor bölgesine nakletmiş. Osmanlı devleti diyor ki; nakil sırasında bunların bütün yiyecekleri karşılanacaktır. Gittikleri yerlerde nüfus kayıtları tutulacaktır. Siz yok etmek istediğiniz bir topluluğun nüfus kaydını tutar mısınız?

Eleştiri oklarına hedef olan isimlerden biri tarihçi Taner Akçam ise 1915 olaylarını İttihat ve Terakki’nin Ermenileri imha etmesi olarak niteliyor;

Taner Akçam: 1915’te Sarıkamış yenilgisinden sonra İttihat ve Terakki Partisi, Doğu Anadolu’yu kaybedeceği hükmüne vardı ve bu kaybetmede Ermenilerin önemli rol oynayacağına inandı. Büyük bir panikle Anadolu’daki bütün Ermenileri Suriye çöllerine sürerek imha etti. Özetle 1915’te ne olduğunu anlayabilmek için, tabii çok öncelere bakmak gerekiyor ama asıl önemli noktası İttihat ve Terakki Partisi’nin Ermeni vatandaşlarını Osmanlı Devleti’nin devamı için bir tehdit olarak görmesidir.

Yıllardır Türk tezlerine olan yakınlığı ile bilinen Amerikalı Tarihçi Justin McCarthy de, kayıpların karşılıklı olduğunu söylüyor.

justin Mccarthy: Evet, Türkler Ermenileri öldürmüştü, bu doğru ama Ermeniler de bir çok Türk’ü öldürmüştü. Bu bir katliam, etnik bir temizleme değildi, savaş koşullarında yaşanmış bir şeydi. Hükümetlerin yanı sıra halklar da savaşmıştı ve bu savaşta yüzbinlerce insan ölmüştü. Bu şekilde olayı anladım. Bu araştırmayı burada yaşadığım ya da Türkleri sevdiğim için yapmamıştım. Bulduğum gerçekler beni bu sonuca götürmüştü. Rakamlar vardı ve bunlar doğru söylüyorlardı.

YAŞANANLAR NEYDİ?
Tartışmaların asıl odaklandığı nokta ise, yaşananların nasıl tarif edileceği.
Ermeniler tehcir sonrası kampta

Derya Tulga: Devletin maksadı neydi? Efendim, bizde şimdi anlatıyorlar çarpışmaydı falan, hayır devletin maksadı şuydu. Ermenileri yaşam sahalarından alıp, başka yaşam sahalarına götürmek ve orada bırakmak. Geri döneceklerdi diye kimse iddia etmesin, mümkün değil. Döndüler tabii sonradan o ayrı. Ama devletin esas maksadı, Ermenileri oraya yerleştirmekti, hayat sahalarını oraya kurmaktı. Hatta iddialar var, Ermeni milliyetçiliğini, Arap milliyetçiliğine denge unsuru olarak kullanmak diye... Ondan sonra şimdi millet zannediyor ki, o zamanki yol şartlarıyla, bugünkü yol şartları aynı. Maraş’la Antep arası dört günmüş, düşünebiliyor musunuz? Dört gün... Siz adamı alıyorsunuz ta Trabzon’dan Suriye’ye hatta Musul’a kadar yürütüyorsunuz. Pikniğe götürseniz çok ağır kayıplar verir. Yani ağır ihmal muhakkak ki var. Ancak bunun tartışması Ermenilerin dediği gibi olmaz.

Halil Berktay: Ben hakikaten en hafif deyimiyle muazzam bir etnik temizlik olduğu, devletin resmi kanallarıyla, devletin de demiyelim, o zamanki Osmanlı devletinin iktidar piramidinin tepesindeki ve savaş diktatörlüğü niteliği taşıyan Enver, Cemal, Talat üçlüsünün, özellikle de Dahiliye Nazırı olarak ve İttihatçıların ‘gizli dehası’ olarak Talat’ın resmi emirleriyle muazzam bir tehcir düzenlendiği ve bütün vilayetleri kapsayan tehcirin başlı başına etnik temizlik olduğu kanısındayım. Ama aynı zamanda en azından ilk tur katliam emirlerinin de doğrudan doğruya aynı İttihat önderliği tarafından İttihat Ve Terkakki’nin gizli örgütü olan Teşkilatı Mahsusa tarafından uygulandığı kanısındayım.

Rus askeri tarihçisi Boris Mihayloviç ise Ermeni örgütlerin Rus kuvvetlerine yardım ettiklerini doğruluyor. Ancak Mihayloviç buna rağmen Osmanlı yönetiminin aldığı kararın katı olduğu görüşünde

Boris Mihayloviç: Alınan önlemlerin çok acımasız ve korkunç olduklarını inkar edemem. Ancak Osmanlı Devleti’nin bu konuda yaptığı açıklamaya göre, Ermeniler özellikle Taşnaklar, Türk ordusuna karşı beşinci kol faaliyeti yürütüyordu. Ermeni organizasyonları Türk cephesinde isyan çıkardı ve doğal olarak Türklerin de bir şekilde buna karşı önlem alması gerekiyordu. Ancak bu alınan önlemler tüm beklentilerin çok daha üstünde ve katıydı. Konu Türklerin bu önlemleri almaması gerektiği değil, konu, alınan önlemlerin olaylarla orantısız olmasıydı.

TEHCİR’DE ÖLÜ SAYISI TARTIŞMALARI
İttihat ve Terakki’nin aldığı tehcir kararının, soykırım amacı taşıyıp taşımadığı tartışmaları, günümüzde bile üzerinde mutabakat olmayan birçok soruyu da bünyesinde barındırıyor.
İttihat ve Terakki yönetiminin aldığı karar tüm Emenileri mi kapsıyordu? Osmanlı topraklarında ne kadar Ermeni yaşıyordu ve bunların ne kadarı tehcir edilmişti? Tehcir sonucu ne kadar Ermeni hayatını kaybetmişti? 90 yılın tartışması işte bu soruların etrafında şekilleniyor. 1915 olaylarında Türk olsun Ermeni olsun yitirilen canların pazarlığı yapılıyor, rakamlar adeta açık artırmaya çıkartılmışçısına değişiyor. Ermeniler yıllarca tehcirde hayatını kaybeden Ermeni sayısının en az 1.5 milyon olduğunu savunuyor. Buna karşılık Türk resmi kurumlarının verdiği sayı 300 bin civarında. Rakamların ardındaki tek değişmeyen gerçek ise 1915’in herkes için acı demek olduğu...
Tehcir sırasında Ermeniler

Taner Akçam: Bunlar böyle maç gibi ‘sen onu dedin, ben bunu dedim’ diye halledilecek şeyler değil. Ben bu konuda Osmanlı resmi arşiv kayıtlarını kullanıyorum. Rakamlar üç aşağı beş yukarı olabilir, çünkü dönemin nüfus rakamları yok. Ermeni nüfusu Osmanlı’ya göre 1,3 milyon. Ermeni Kilisesi’ne göre ise 2,1 milyon Ermeni yaşıyor.
Dolayısıyla, demek ki 1,7 milyon civarında Ermeni var. 1918 yılında, savaş sonrasında Osmanlı Dahiliye Nezareti bir komisyon kurdu. Bu komisyon 1919 Mayısı’nda sonuçlarını açıkladı. Bu komisyona göre Birinci Cihan Harbi’nde ölen Ermeni sayısı 800 bin.
Müslüman kayıplarıyla Ermeni öldürmeleri ayrıdır, bu bir. İkincisi; peki Ermeni çetelerinin öldürdüğü hiç müslüman yok mu? Elbette var. Bunların üzerinde Türkiye’nin sakin sakin konuşması gerekiyor. 1918 sonrasında, Bolşevik devriminden sonra Erzincan, Erzurum, Kars bölgelerinde Ermenilerin intikam saldırıları olmuştur. Bu konuda maalesef ciddi bir sayı yoktur. Bunların da bilinip açığa çıkartılması gerekiyor. İnsan ölümü insan ölümüdür; etnik kimlik önemli değildir. Önemli olan kim kimi hangi nedenle öldürmüşse onu lanetleyecek ahlaka sahip olmamazdır.

Ermeni çeteleri

Şükrü Elekdağ: Ermeni katliamından ölen Türk sayısının 517 bin olduğu söyleniyor. Tabii Ermeni rakamlarının ne olduğu konusunda ise değişik rakamlar var. Bunlar 300 bin rakamını ileri sürüyorlar, Tarihçi McCarthy 600 bin rakamını ileri sürüyor. Türk Tarih Kurumu’nun ileri sürdüğü rakamlar bunların daha altında.


Yusuf Halaçoğlu: 6500 veya 8500 kişi bu şekilde fiilen katledilmiş bir rakam var. Belgelerde bu görülüyor. Şimdi söyleyeceğim şey şu; Kafkasya sınırına gidenler haricinde Osmanlı topraklarında ölenlerin sayısı toplasanız demin söyledim öldürülenlerle birlikte, 60 bin hadi 70 bin olsun, 30 bin de koysanız 100 bin yapar. Ama konsolos raporlarına göre Kafkasya’da asıl açlık ve hastalıktan ölümler meydana gelmiş. 30 bin kişinin bu bölgede 200 bin kişinin de Tiflis bölgesinde öldüğü belirtiliyor. Dolayısıyla yani 300 bin civarında hastalıktan ve açlıktan bir Ermeni ölümü olduğunu tahmin ediyorum.


Halil Berktay: Önemli olan şudur; Türk resmi tezlerine göre bunlar tamamen kazara ölümlerdir. Yani işte salgın hastalıklardır, açlıktır, soğuktur ve sıcaktır veya önü alınamayan eşkıya saldırılarıdır. Devletin en iyi niyetlerine rağmen 300 bin insan bir yıl içinde kazara ölmüş olmaktadır. Bunun ötesinde Türk resmi söylemi yıllardır şunu yaptı ve yapmaya devam ediyor. O Ermeni milliyetçi-devrimci örgütlerinin Doğu Anadolu’da mücadelesi diye sözünü ettiğimiz olay, bunun Türk-Müslüman nüfus açısından yaptığı, yolaçtığı kayıpları, tahribatı münhasıran işlemeye devam ediyor ve rakamlar giderek tırmanıyor adeta bir açık artırmaya çıkmışız gibi. Ve Kamuran Gürün’ün yarı resmi kitabında 300 bin olarak verilen Ermeni kayıplarından çok daha fazla bir Türk-Müslüman nüfusu kayıplarını öne sürüp, adeta eşitlik sağlamış veye dengeyi kendi tezlerimiz lehine çevireceğiz gibi oluyor.
Enver ve Cemal paşalar

Derya Tulga: Biz az bir rakam söylediğimiz zaman diyorlar ki ‘Yahu kardeşim sen az mı görüyorsun bunu?’. Hayır ben değil, sen az görüyorsun. Sen az görmesen artırmazsın. Ben bildiğim rakamı söylüyorum. Az veya çok demiyorum. Bir kişi bile ölse günahtır. Hatta bugün hukuksal açıdan soykırım, hiç adam öldürmeyin, yine soykırımdır.

ERMENİLERE YARDIM EDİLDİ Mİ?
Ermeni tehciri ile ilgili tartışma noktalarından birisi de yardım konusu. Başını Taner Akçam’ın çektiği bazı uzmanlar, Ermenilere yardım edilmesine izin verilmediği ve bilinçli olarak aç bırakıldıkları görüşünde. Ancak Türk resmi makamları bu iddialara şiddetle karşı çıkıyor.


Yusuf Halaçoğlu: Amerikan belgelerinde bile bu nakledilen insanlara yardım edildiğine dair bir sürü belge var. Hatta kendi yardım kuruluşlarının yardım ettiğine dair belgeler var. Peki bunları gösterirsem ne olacak? Yani fiilen beş yüz bin insanın, Suriye’de bulunduğunu ve bunların 486 binine yardım edildiğini Halep Konsolosu tarafından Morgenthau’ya gönderilmiş belge var. Near East Relief diye bir yardım kuruluşu var Amerika’nın. Bunlar yardım ediyor oradaki insanlara, her gün beşyüz altın lira yardım edildiğinden bahsediyor. Hastaneler kurulmuş burada, Kızılhaç mensupları bunların içerisinde yaşıyor.


Araştırmacı Derya Tulga ise Taner Akçam’ın dönemin Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Wilson’ın evraklarını ihmal ettiğini belirtiyor. Tulga, Dışişleri Bakanı Lansing tarafından Başkan Wilson’a yazılan 8 Mayıs 1918 tarihli yazıda misyonerler tarafından Ermenilere ayda 1-2 milyon dolar yardım sağlandığının belirtildiğini söylüyor.

Derya Tulga: Şimdi Taner Akçam’ı okuyorsunuz diyor ki, ‘Hiç su olmayan yere gönderdiler’. Üç gün su içmezsen ölürsün, bu kadar basit bu iş. Götürülen yerler Fırat nehrinin kıyısıdır bir kere madde bir. İkincisi der ki ‘engel olunumuştur bunlara, yemek gıda verilmemiştir’. Halbuki biliyoruz ki, Amerikan belgelerinde var. Hatta Alman, İsviçreliler gittikleri günden beri bunları beslemek için şey yapmışlar. Ayrıca millet zannediyor ki, bu kampların etrafı filan kapalı. Halbuki buralar açık yerler, iki tane Türk jandarması var. Bütün öz yönetim Ermenilerde zaten. Bakın bu şeylerde tarım, ticaret yapılıyor. 1915 yılında müthiş bir çekirge istilası olmuş Filistin ve Suriye’de, açlığın sebeplerinden birincisi odur. İkincisi İngiliz ablukası. İngiltere kesinlikle engel oluyor Osmanlı topraklarına gıda ve ilaç girmesine. Osmanlı’da o zaman ne olduğu belli. Patatesi Marsilya’dan getiriyor. İlaç milaç hak getire zaten. Sadece Orta Avrupa’da -bakın Türkiye’de bilen yok bunu- abluka açlığından ölen insan bir milyonun üstünde. Bizim tarafta çok daha fazla.
Cemal Paşa

Birinci Dünya Savaşı bu topraklardan çok şey götürdü. Binlerce Türk ve Ermeni hayatını kaybetti. Tehcirden sonra sağ kalan Ermeniler Avrupa ve Amerika’da yeni bir hayat kurma mücadelesine giriştiler. Savaştan yenik çıkan Osmanlı’da İstanbul’un işgalinden sonra kurulan mahkemelerde, tehcirin sorumlularından bazıları yargılandı ve cezalandırıldı. Kararı alan liderlerden Talat Paşa Berlin’de, Bahaettin Şakir Roma’da, Cemal Paşa da Tiflis’te intikam kurşunlarına kurban gitti.
Bugünün dünyasında Türkiye’yi sorgusuz sualsiz suçlamanın ilk işareti, Talat Paşa’yı öldüren Ermeni katilin yargılanma sonucu suçsuz bulunması ile veriliyordu
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
TİMYO ermeni soykırımı iddaları-2
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Durmak Yok, Yola Pardon Yalana Devam

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Giresun Üniversitesi Öğrencileri Paylaşım Alanı :: Haberler :: Güncel Haberler-
Buraya geçin: