Akpye Göre İyi giden Ülkenin İçler Acısı Hali...
Türkiye’de
her şey güllük gülistanlık gösterilirken, bazı insanlarda çoluk
çocuğunu aç bırakmamak için, birçok insanın yanına dahi yanaşamadığı
pis kokulu çöplerin içerisinden yiyecek ekmeklerini çıkarmaya
çalışıyorlar.
Ellerine aldıkları çuvallar ile sabahın alaca
karanlığında çöplüğün yolunu tutan bir gurup insan bakın evde onları
bekleyen çocuklarına ekmek götürebilmek için ne zor şartlarda mücadele
veriyorlar.
Türkiye’de aç insanın bulunmadığını söyleyen bazı
zihniyetler bu haberimizi okuduklarında belki kalkar bu insanlardan
özür dilerler.
************************************************************************
İşte
canım Türkiye’mden acı ama gerçek manzaralar, Yıllardır Çorum- İskilip
yolu üzerinde bulunan Karapürçek çöplüğünde pis kokuları içlerine
çekerek, her türlü tehlikeyi göze alarak, aç kalma korkusu ile ekmek paralarının peşine düşen bu insanlar çektikleri sıkıntıları bakın nasıl anlatıyorlar.
Ekmeğimizi arıyoruz ağabey
Korkunç
bir kokunun içinde bulduk kendimizi, etrafta uçuşan sineklerden
neredeyse gözümüzü açamıyorduk. Çöpten topladıkları para değeri olan
değerli eşyaları, sırtlarında taşıdıkları çuvallara dolduran insanların
yanına yavaşça yaklaşarak. Onlarla Röportaj yapmak istedik.
Çorum’da
1000 Ton çöpün döküldüğü Şehir Çöplüğü’nde geri dönüşüm fabrikaları
için çöp toplayıp, bu yolla geçinmeye çalışan insanlara ilk önce ‘Bu pis kokunun içerisinde ne arıyorsunuz?’ diye sorumuzu yönelttik, aldığımız cevap ise çok açık ve netti ‘ Ekmeğimizi arıyoruz ağabey’
oldu. Onlar var güçleriyle o pis kokunun içerisinde ellerine taktıkları
sim siyah olmuş eldivenlerin yardımıyla para değeri olan bir şeyleri
toplarken, biz ikinci sorumuzu da sorduk, ‘ Pis kokuya nasıl dayanıyorsunuz’ aldığımız cevap yine açık ve netti. ‘ Aç kalmaktan iyidir’ keskin
bir kokunun içinde. Etrafa ta uçuşan sineklere aldırış etmeden çöp
toplayan bu insanlardan hemen bir ricada bulunup kendileriyle röportaj
yapmak için daha uygun bir yere geçip geçemeyeceğimizi sorduk.
************************************************************************
Ancak bu ricamız onlara biraz komik gelmiş olmalı ki bize gülümseyerek, ‘ on dakika olsun kokuya dayanamadınız. Ya biz ne yapalım yıllardır bu kokunun içerisinde sürünüyoruz’ diyerek az ilerde kendilerinin yaptıkları delme çatma çadıra geçtik.
Artık mikrop bize işlemiyor
Çadır içerisinde oturacağımız bir yer bulduk ve yarım kalan röportajımıza oracıkta devam ettik. “Çöplerden yayılan kokulardan hiç etkilenmiyor musunuz?” diye sorumuzu sorduk.
Çöplerden yayılan kokulara alıştıklarını belirten işçiler, “Artık kokuya alıştık. Hasta da olmuyoruz. Çünkü mikrop bize işlemiyor” dediler.
“Peki kaç para kazanıyorsunuz ailenizi buradan topladığınız çöplerle doyurabiliyormuşsunuz?”
Çöp
toplayanlardan bir işçi ise aldıkları paranın çıkan çöpün miktarına
göre değiştiğini söylüyor. Bazı aylar 300 aldıklarını bazı aylar ise
bunun neredeyse yarısını aldıklarını söylüyor. Tek sosyal güvenceleri
olan Yeşil Kart olduğunu dile getiriyor.
İsminin açıklanmasını istemeyen bir diğer işçi ise ilginç açıklamalarda bulunuyor.
“Nerede bir ara işi var, bizim gibi ekmeğini çöpten çıkartanlar çalıştırıyorlar. Çöplükte biz, inşaatta amele yine biz” dedi.
Hemen bir başka işçi devreye giriyor o işçi ise çöpten mecburiyet karşısında kâğıt ve naylon topladıklarını belirterek, “Çalışmak
ayıp değil ama çöpten ekmeğimizi çıkarmaya çalışırken, çevremizden bize
bakan gözlerden rahatsız oluyoruz. Biz o kokulara aldırış etmeden,
kimseye muhtaç olmamak için çalışıyoruz. Ancak insanların bize
bakışları bizi rahatsız ediyor. Burada lise mezunu da var, ilkokul
mezunu da var. Yani hepsi de aynı işi yapıyor. Okuyorsun ama yine
buralara geliyorsun siz yinede resmimizi lütfen çekmeyin” diye konuşuyor.
Ama en önemli ayrıntı ise tümünün “Utanıyoruz resim çekmeyin” demesiydi..