Giresun Üniversitesi Öğrencileri Paylaşım Alanı
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
Giresun Üniversitesi Öğrencileri Paylaşım Alanı

Daha iyi bir Giresun Üniversitesi için...
 
AnasayfaAnasayfa  PortalliPortalli  Kayıt OlKayıt Ol  Latest imagesLatest images  AramaArama  Giriş yapGiriş yap  

 

 KAŞGARLI MAHMUT

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Misafir
Misafir




KAŞGARLI MAHMUT Empty
MesajKonu: KAŞGARLI MAHMUT   KAŞGARLI MAHMUT EmptySalı Ağus. 21, 2007 11:24 am


Kaşgarlı Mahmut

Babası Barsganlıdır. Hayatı hakkında kesin bir bilgi yoktur. Sadece Karahanlı soyuna bağlı bir aileden geldiği, iyi bir öğrenim gördüğü, İslam ilimlerini öğrendiği bilinmektedir. [1]
İbn-i Fadlan, Gerdizi, Tahir Mervezî, Muhammed Avfî ve Beyhakî gibi kendi döneminin Türk hayat ve cemiyetleri üzerine eğilen ünlü âlimleriyle birlikte Türk illerini adım adım dolaşan Kaşgarlı Mahmut, çalışmalarında Türkçe’yi resmi dil olarak kabul eden Karahanlı Devleti’nden de büyük destek gördü. Türkçe’nin serpilip gelişmeye başladığı o dönemde, Mahmut’la birlikte Balasagunlu Yusuf Has Hacib de Türk diline büyük hizmet etti. Bu iki Türk âlimi, ortaya koydukları eserlerle, Türk dil birliğinin sağlanmasına önemli katkılarda bulundular. Aynı zamanda filolog, etnograf ve ilk Türk haritacısı olan Kaşgarlı Mahmut, Divan-ı Lügat-i Türk adlı eserinde; yaşadığı devirdeki Türk illerinin ve boylarının kullandığı ağızları canlı olarak tespit etti. [2]

İki önemli eseri vardır. Birinci eseri; Divan-ı Lügat-i Türk’tür. (Türk dili sözlüğü) (basım 1915–1917 ve 1939–1943). Kendisinin anlattığına göre 25 Ocak 1072’de Bağdat’ta yazılmaya başlanmıştır. Kaşgarlı bu eserini Abbasi halifesi el Muktedi Biemrullah’a sundu. (10 Şubat 1074’de bitirdi) Türk tarihi, coğrafyası, mitolojisi, folkloru ve halk edebiyatı konularında zengin bilgileri kapsayan ansiklopedik bir lügat olan Divan-ı Lügat-ı Türk, Araplara Türkçeyi öğretmek ve Türkçenin zengin bir dil olduğunu göstermek amacıyla yazıldı. Kaşgarlı Mahmut’un eserine eklediği dünya haritasında Türklerin yerleştikleri bölgeler ile komşuları olan ülke ve milletler gösterilmektedir.
İkincisi ise; Katab-u Cevahir-ün Nahv fi Lügat-if-Türkî (Türk dilinin nahiv cevherleri lügati) henüz bulunamamıştır. Mahmut’un bu kitabı, ilk Türk dilbilgisi kitabı olarak kabul edilmektedir. [3]


"Türk Sözlüğünün Divanı" anlamına gelen Kâşgarlı'nın bu eseri, yalnız bir sözlük değil; İslâm'dan öncesi Türk edebiyatını, tarihini, coğrafyasını, folklorunu, mitolojisini aydınlatan ansiklopedik niteliktedir. Bilindiği üzere, XI. yüzyıl hemen bütün İslâm ülkelerinde Türklerin egemen olduğu bir dönemdir. Karahanlılar devletinin, özellikle Büyük Selçuk İmparatorluğu'nun askerlikçe ve uygarlıkça en parlak zamanı bu dönem içerisindedir. O tarihlerde Türklerin egemenliğindeki uluslar dilini öğrenmek ihtiyacını duyuyorlardı. Divan-ı Lügat-it-Türk işte bu maksatla, yani yabancılara Türkçeyi öğretmek amacıyla 1073 -1077 tarihleri arasında Bağdat'ta yazılmış bir sözlüktür. Türk sözcüğünün kuvvet, güç, kudret anlamı taşıdığını bize ilk bildiren Kaşgârlı Mahmut’tur

Türklerin yaşadığı şehirleri, köyleri, obaları bir bir dolaşarak hazırladığı sözlük, İslâmiyet'ten önceki sözlü edebiyatımızı aydınlatan dev eserdir. Yazılış gayesi, Araplara Türkçeyi öğretmekten çok, Türkçenin Arapça ile koşu atları gibi yarış edeceğini, Türk dilinin zenginliğini, her duygu ve düşünceyi anlatmaya elverişli olduğunu ispat etmek içindir. Kaşgarlı Mahmut, iyi silâh kullanan bir asker olmakla beraber, dilimizi, ulusal kültürümüzü, yurt sevgisini her şeyin üstünde gören ilk büyük dil bilginimizdir. Kitabının önsözünde şu ilgi çekici tümceleri okumaktayız:
"Türk'ün, Türkmen'in, Oğuz'un, Çiğil’in, Yağma’nın Kırgız'ın lisanlarını ve kafiyelerini tamimiyle zihnimde nakşettim. Bu hususta o kadar ileri gittim ki, her taifenin lehçesi bence en mükemmel surette elde edilmiş oldu... Türk dili ile Arap dilinin at başı beraber yürüdükleri bilinsin diye..."[4]
"Rum ülkesinden Maçine dek Türk illerinin hepsinin boyu beşbin, eni sekiz bin fersah eder. İyice bilinmek için bunların hepsi, yeryüzü biçiminde daire şeklinde gösterilmiştir."
Kendisinin de belirttiği gibi, Türklerin bulunduğu bölgeleri göstermek amacıyla çizilmiştir. Daire şeklinde olan haritanın çevresinde Doğu, Batı, Kuzey, Güney yönleri belirtilmiş, bazı deniz ve ırmaklar gösterilmiştir. Batıda işaret edilen yerler İtil boylarına, yani Kıpçakların ve Frenklerin oturdukları bölgelere kadar uzanır. Güney-Batıda Habeşistan’a, Güneyde Hint, Sint, Doğuda Çin ve Japonya'ya işaret edilmiştir. Ortada Yarkent, Kaşgar, Barsgan, Balasagun, Yifruç, İkiöküz, Asbuâli, Kumri, Talas v.s. gibi daha birçok Türk kentleri yer almıştır.
Asya'nın batısı, kuzeyi ve güneyi çizilmeden bırakılmış, bir plan olarak bile pekçok hatalarla dolu olmasına karşılık, Doğu bölgelerine ilişkin verdiği bilgiler gerçeğe uymaktadır. Haritasında Çin Seddi'ni göstermiş, bu seddin ayrıca yüksek dağların ve denizin Yecüc ve Mecüc'lerin dillerinin öğrenilmesini engellediğini bildirmiştir. Japonya'ya gelince; onu haritasının Doğusunda bir ada olarak göstermiş ve denizin onların dillerini öğrenilmesine olanak vermediğine işaret etmiştir.
Yukarda görüldüğü gibi, ilk Japon haritası bir Japon tarafından 14.yüzyılda çizilmiş, bir Dünya haritasında yer alması ise,15.yüzyılda olmuştur. Bütün bu bilgilerin ışığı altında, bir plan biçiminde olsa, yanlışlarla dolu da olsa ilk Japon haritasının 11.yüzyılda Kaşgarlı Mahmud tarafından çizildiği bir gerçektir.[5]

Divan-ı Lügat-i Türk’ü tarihi bir gözle inceleyecek olursak; Türk ilinin bölümlerini, onların adları, oturdukları mekanlar, bu bölümlerin il ve boyları milletin tarihindeki fonksiyonlarına varana kadar anlatılmıştır. Kaşgarlı’nın hazırlamış olduğu coğrafya tekniğinin dışındaki harita Türk dünyası merkez olmak üzere Asya, Avrupa ve Afrika’yı içine alan o devrin dünyasını gösteren bilgilerle donatılmıştır. [6]

Bu haritayı da ihtiva eden Divan, Türk toponomisine (yer adları) de gereken değeri vermiştir. Damgaları ile birlikte Türk uluslarının verilmesi, eserin dikkat çeken bir yönüdür. Yalnız burada Oğuz boyuna mensup yirmi iki ulusun damgaları yer almıştır. Ali Emir-i Efendinin gayretleri ile bulunan eser üzerinde Kilisli Rıfat, Konyalı Abdullah Atıf Türüner ve Besim Atalay çalışmalar yapmıştır. Eser Kültür Bakanlığı tarafından 1990 yılında en güzel şekilde ve aslına uygun olarak tıpkıbasım hâlinde neşredilmiştir.

Kaşgarlı, eserini Araplara kabul ettirmek için iki yerde; Peygamberin iki hadisini zikreder ki, şunlardır:

“Yüce Tanrı: Benim bir ordum vardır ki onlara Türk adını verdim. Onları doğuda birleştirdim. Bir millete kızarsam cezalandırmak görevini onlara veririm...” buyurmuştur.

“Yüce Tanrı: Türkçe öğreniniz, çünkü Türkçenin uzun bir saltanatı vardır...” diye buyurur. Divan-ı Lügat-i Türk dünyanın her yanında, Türkoloji ilmiyle uğraşan pek çok bilgin için paha biçilmez bir kaynak olmuştur. Üzerinde şimdiye kadar yerli, yabancı, uzmanlar çok çeşitli incelemeler yapmışlardır.

Kaşgarlı Mahmut zamanın önemli şahsiyetlerinden biri olmuştur. Onun hakkında pek fazla bir bilgiye sahip değiliz; ancak onun eserleri hakkında bildiklerimiz mevcuttur. İşte bu da Kaşgarlı’nın ne kadar bilgin, vasıflı bir insan olduğunu gösteriyor. Onun yaşam tarzı ve ortaya koyduğu eserler onu nasıl bir Türk bilgini olduğu göstermektedir. Türklüğe, Türkçeye gösterdiği önemi zamanımızda aramaktayız. Kaşgarlı sanki modern bir dönemde yaşamış bir ilim adamı gibi verimli çalışmalar ortaya koymuştur. Özellikle Divan-ı Lügat-i Türk adlı eserine sadece bir sözlük gözüyle bakmamalıyız. Bu eser günümüz şartlarına göre kabul edilen ilk ansiklopedi niteliğindedir.

Eserde Türkçenin Arapçadan geri bir dil olmadığını, onunla yarışacak nitelikte olduğunu hatta Arapçayı geçtiğini ispatlamaya çalışmıştır. Türk coğrafyasını gezerek Türk ağızlarını öğrenmiş ve ne kadar zengin bir dile, kültüre sahip olduğumuzu görmüştür. Bunu gelecek kuşaklara aktarmak ve diğer milletlere göstermek için bu eseri yazmıştır. Günümüzü düşündüğümüzde ne yazık ki bir Kaşgarlı değil ona benzemeye çalışan bir kişi dahi göremiyoruz. Bu da bizim ne kadar yozlaştığımızı ve kültürümüzü yok etmeye çalışanlara bilmeden de olsa ne kadar yardımcı olduğumuzu göstermektedir. Belki bir Kaşgarlı daha çıkaramayız; ama en azından onu örnek alan, araştırmalar yapan, kültürüne sahip çıkan, dilini seven ve yücelten, vatanının ve milletinin devamını sağlamak için kendini bu yola adamış gençler yetiştiririz.














[1] Meydan Larousse, Büyük Lügat ve Ansiklopedi, 11.cilt, sayfa 53.
[2] http://www.biyografi.net/kisiayrinti.asp?kisiid=2468
[3] Meydan Larousse, Büyük Lügat ve Ansiklopedi, 11.cilt, sayfa 53.
[4] http://www.hurgokbayrak.com/yeni_sayfa_203.htm

[5] A.g.e
[6] Türk Yurdu Dergisi, Ocak 1995, cilt 15, sayı: 89.
[7] http://www.dallog.com/tdsa1/kasgarlimahmud.htm
[8] http://www.biyografi.net/kisiayrinti.asp?kisiid=2468

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Misafir
Misafir




KAŞGARLI MAHMUT Empty
MesajKonu: Geri: KAŞGARLI MAHMUT   KAŞGARLI MAHMUT EmptySalı Ağus. 21, 2007 12:27 pm

Paylaşım İçin Sağol Başkan
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Misafir
Misafir




KAŞGARLI MAHMUT Empty
MesajKonu: eyvallah...   KAŞGARLI MAHMUT EmptyÇarş. Ağus. 22, 2007 12:22 am

Fatih demiş ki:
Paylaşım İçin Sağol Başkan
bende böle hayırlı ve güzel bir siteyi bizlere sunduğunuz için size teşekkür ediyorum kardeşim...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Misafir
Misafir




KAŞGARLI MAHMUT Empty
MesajKonu: Geri: KAŞGARLI MAHMUT   KAŞGARLI MAHMUT EmptyÇarş. Ağus. 22, 2007 12:36 pm

Bu Site Hepimizin İnşallah
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
KAŞGARLI MAHMUT
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Giresun Üniversitesi Öğrencileri Paylaşım Alanı :: Eğitim :: Ders Konuları :: Tarih-
Buraya geçin: