KİMLİĞİMİZYazar: Suzan Saygıner ve Çilli Hoca
Şubat Soğuğu dizisinde beklenen aktör nihayet arzı endam etti. Çilli
Hoca , diziye eklemlendi. Bu derneğin ofisinde bulunan Cumhuriyet
Başsavcısına seks şantajı kasedi, sürecin zırt diye çözüldüğü mekan
olmuştu. Biz, Hayat Ağacı Derneği'ne baskın yapılıp kasetler ortaya
çıkınca Başkanı Suzan Saygıner'ı sandık, Taşlar şimdi oturuyor.
Aralarında rekabet ve ' kara kedi' olduğunu yeni öğrendik. Bir süredir
isimlerinin yanyana anılmamasından anlamalıydım. Çilli lakabıyla
anılması sanırım yüzündeki çillerden kaynaklandı. 28 Şubat sürecinin
önde gelen derin oyuncularından olan Çilli Hoca, gerçek hayatda bugün
yakalandığı kanser nedeniyle saçsız. Kemoterapi günlük hayatını
aksatmıyor, ahiret yokmuş, hiç hesap vermiyecekmiş gibi eylemlerine
devam ediyor. Van, oyunun 'pırt' dediği yer, dizi bu konuyu sanırım
işleyecektir.
'Başörtüsü takmaktansa kel dolaşırım' diyecek
kadar kendi kampının idealisti . Bazılarına göre,' Çağdaş Melek';
bazılarına göre ise, melek görünen ' Şeytan'. Bir süre önce göğüs
kanserinden kurtulduktan sonra şimdi de karaciğerindeki rahatsızlık
nedeniyle tedavi görüyor. Bu aralar bir de hastalığı hakkında yazılar
yazıyor. Yazdıklarını 'Giderayak' ya da 'Sona Yaklaşırken' adlı kitapta
yayımlayacak. Saylan'ın, Milliyet gazetesiyle ortaklaşa yürüttüğü
"Haydi Kızlar Okula" kampanyası başta olmak üzere birçok kampanyayı Van
merkezli örgütlediği biliniyor.Vanda yayımlanan yerel Şehrivan
Gazetesi'ne konuşan bir çok genç, Türkan Saylan ekibinin kendilerini
Hıristiyanlığa çağırdığını anlatıyor. Başta Van olmak üzere Doğu ve
Güneydoğu Anadolu Bölgesi'ndeki misyonerlik faaliyetleriyle ilgili
bütün oklar Türkan Saylan'ı gösteriyor. MİT'in hazırladığı misyonerlik
raporunda, Türkan Saylan'ın isminin de geçtiğini hemen hatırlatalım.
Hakkında açılmış dava sürüyor.
Beş çocuklu bir ailenin en
büyüğü. Öğrenme ve kendini geliştirme yeteneğini İsviçreli annesi
Lilly, daha doğrusu ismini değiştiren Leyla adlı annesinden almış.
Babası mütahhit Fasih Galip.
Saylan, iki defa evlenmiş ve
boşanmış;ev hanımı olmak ve bir erkeğe bağlı kalıp onun sevgisini
beklemek istememiş. 1935 İstanbul doğumlu. Cüzzamla Savaş Derneği ve
Vakfı kurucusu. Uluslararası Lepra Birliği Kurucu Üyesi ve Başkan
Yardımcısı, Kadın Sorunları Araştırma ve Uygulama Merkezi Kurucusu,
Türkçağ ve KANKEV Vakfı Başkanı. 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel
tarafından 31 Mart 2000 tarihinde Sosyal Hizmetler Danışma Kurulu
üyeliğine, 2 Şubat 2001' de Cumhurbaşkanımız Ahmet Necdet Sezer
tarafından YÖK üyeliğine seçildi. 21 yıl başhekimlik yaptı. 2002'de
emekli oldu. 51 tanesi yabancı dergilerde yayımlanan, siyasal içerikli
gazete makaleleri, Türkçe tıbbi dergilerde ve Kongre kitaplarında
yayımlanmış araştırma, derleme ve olgular bildirimleriyle toplam 401
yayını bulunuyor. Çocukluk yaşamını anlattığı '' At Kız '' ve ayrıca
''Deri ve Zührevi Hastalıklar El Kitabı '' adlı bir de ders kitabı var.
Dizide
Taşkın beyle sıkı-fıkı olması zorunlu bir ortaklık gereği gerçekleşti.
Doğu Perinçek'in gazetesi Aydınlık, kısa bir süre önce Van
Üniversitesi'nde 'haçlı krizi' diye bir haber yapmış ve başköşeye de
suçlu olarak Saylan'ı oturtmuştu. Üniversite içine haç şeklinde
yapılmış heykeller, Türkan Saylan ekibinin ev kiliselere götürdüğü
üniversite öğrencileri, ilde cirit atan başta Amerikalı misyoner
gruplar, ABD Büyükelçisini evinde ağırlayan bir rektör. Bunların hepsi
Van 100. Yıl Üniversitesi'nde yaşanıyordu. Bugün rektör Prof. Dr. Yücel
Aşkın hakkında açılan yolsuzlıuk ve fişleme davasında istenen 3000 yıl
mahkumiyet boşyere değil. Devlet, iyi röntgen çeker ve sahipsiz
değildir. Oynanan oyunu örgütleyenin ' Çağdaş Melek' gösterilmesi
devletin sağduyulu mensuplarını bağlamaz.
Van 100.Yıl
Üniversitesi'ne giriyorsunuz. Karşınıza haç şeklinde yapılmış 10 heykel
çıkıyor. 2 yıl önce yapılan bu heykellerin haç'ı simgelediğine ilk
dikkati çeken Van'da yayın yapan Şehrivan Gazetesi oldu. Heykellerle
ilgili bilgi almak için Perinçek'in gazetesi Aydınlık'ın görüştüğü
üniversite rektörü Prof. Dr. Yücel Aşkın, heykellerin üniversiteye 2
yıl önce gelen 10 yabancı heykeltraş tarafından yapıldığını söylemiş ve
"neden haç şeklinde?" sorusuna, "sanatçı isterse haç da yapar" yanıtını
vermişti. Perinçek, Saylanla kurulan ittifak veya gelen bir uyarı
üzerine bu haberin yalan olduğunu açıkladı. Anlaşılan haber Saylanla
pazarlık için yazılmıştı. Doğu da herkes güç peşinde. Taşkın'ın ABD'yle
yürüttüğü büyük oyunda piyonlar tesbit ediliyor. Kartlar karılıyor,
dağıtılıyor, olmadı tekrar karılıyor.
Vanlılar, rektör Aşkın'ın
yol açtığı bölücülük travmasından duydukları endişeyi Vanlı Eğitim
Bakanımız Hüsyein Çelik kanalıyla gerekli odaklara ulaştırmış olacak
ki, derin devlete rağmen operasyon başlatıldı. Aşkın'ın üniversitede
PKK örgütlenmesi yaptığı Jandarma raporuna yansıdı. Her ne kadar inkar
edilsede bu raporun var olduğu savcılık iddianamesinden belli. Devlet
sırrı olduğu için şimdi kimin sızdırdığı aranıyor. Bu konudaki tahmini
kendime saklayayım, yoksa raporu elde eden gazeteci arkadaşımı deşifre
etmiş olurum. 'İrtica fişlemesi' yaptı diye derin medyanın sahip
çıktığı Aşkın'ın Saylanla yaptığı işbirliği acaba Mehmet Aziz Tarman'a
kadar ulaşır mı? Sanmam. Misyonerlik yapanlarının bir süre önce derin
devletin Şah Veli eliyle bazı dini cemaat ve grupları hıristiyan
misyonerlikle suçladığı ve dikkat dağıtmaya çalıştığı artık biliniyor.
Cemiyet, Şah Veli'nin başarısızlığından dolayı tekrar ortaya çıkarmak
konusunda kararsız. Misyonerliği kimin yaptığı Van olayı ile ortaya
çıkabilir. Ermeni bir dedenin torunu olan rektör Aşkın ve Hiristiyan
bir annenin kızı olan Saylan'ın misyonerler tarafından özellikle
seçildiği anlaşılıyor. Zaten misyonerlere tüm müslüman ülkelerde
dayanak teşkil eden Metislerdir.
Şehrivan gazetesi halkın
tepkisini "Amerikalılar dil kursu adı altında İncil, Hıristiyanlığı
tanıtan CD, kaset ve kitap dağıtıyor'' haberiyle duyurmuştu. ÇYDD ile
gençlerimize Hırıstiyanlık inancının aşılandığı ve misyonerlik
çalışmalarının yoğunlaştığını hepimiz biliyoruz. Üniversiteye haçlar
dikilmesi bardağı taşıran son damla oldu. Bunları kabul etmek mümkün
değil. ABD eski Ankara Büyükelçisi Mark Parris rektör Aşkın'ı evinde
ziyaret etmişti. ABD'nin Doğu planının 2000 yılında gerçekleşen bu
ziyaretden sonra şekillendirildiğini biliyorum. O dönemde, başbakanlık
muhabiri olarak Ankara'daydım. Eski başbakan Ecevit, Parris'in
Diyarbakır ve Van'da ABD konsolosluğu açma girişimini engellemişti.
Zaten bu nedenle, istenmeyen adam ilan edilerek devrildi. Devrilmesi
için önce Türkiye ekonomisi batırıldı ve seçim zorakileştirildi. CIA
ajanlarının kırmızı pasaportla faaliyet göstermesine set çekti Ecevit.
Affedilmeyecek bir suçtu. Parris, buna rağmen CIA'nın Doğu
yapılanmasında Van'ı misyonerlerin, Diyarbakır'ı bölücü Kürtlerin
gayriresmi başkenti yaptırdı. Rektör Aşkın, sadece Parris'i değil,
Karen Fogg'u da evinde ağırlamıştı.